devlet konservatuvarı keman ve kompozsiyon mezunu bir sözlükçü olarak yanıtlıyorum.
o dönemleri geçeli 10küsür yıl oldu ama; evet, her gün bi hayli çalışmak gerekiyor.kendi çocukluğumdan anımsıyorum, çalışmak için değil de, çalışmaktan kaçmak için bahane arardım ve zekamı da bu yönde hayli geliştirdim diyebilirim :)
çalışmak ile çalmak arasında hayli fark var. çalmayı herkes severken, çalışmayı esasen kimse sevmez. çalışmak zorunda olduğu için çalışırız. bunun motivasyonu bir yana dursun, yöntemleri bile vardır o sandalyeden kalkmamak için. misal en basidi, aklına bir şey geldi, veya bir şey yapman gerekiyor (su içmek, wc vs..) o anda yapmak yerine, o andan belirli bir süre sonra yapıyorsun, sonra bu süreyi uzatıyorsun.. ilk susadığın andan 10 dk sonra su içmek seni öldürmüyor.
bunun haricinde günlük çalışma süresini de yavaş yavaş arttırmalısın. 2 saat ile mi başladın diyelim? ertesi hafta 2.5 saat sonraki hafta 3 saat.. bu böyle gider.. eğer bir sınav, konser vs hazırlanıyorsan bu uyku, wc, yemek hariç tüm güne kadar yayılabiliyor. (tecrübeyle sabit)
çalışmanın saatleri de önemli. sabah saatlerinde çalışmaya meğilli değilken, gecenin ilerleyen saatleri daha konsantre olabiliyorum misal ben. onu bilip, çalışma programını komşularının sabır katsayısı ve üzerinde uygulayabilecekleri yaptırım gücünü de göz önündde bulunarak hesaplayabilirsin.
işin motivasyonu hususunda, "bu gün şu pasajı veya parçayı bitirmeden (hatasız çalmak da olabilir bu, ezberlemek de) kalkmayacağım!" da olabilir, "şu konçertoyu çıkartırsam, molada şunu ısmarlayacağım kendime" gibi de olabilir. klasik "x yaparsam y yapıcam" denklemleri.
ötesinde, kişinin kendi karakteri, kişiliği de önemli unsur. tembel adama ne yaparsan yap çalışmak istemez. ama sevdiği durumda da kimse onu çalışmaktan kaldıramaz...
kendini, kişiliğini, karakterini ve tüm bunların enstrumanına olan etkilerini iyice keşfettikten sonra, dışarıdan alacağın birkaç yardımla (önceki paragraflar gibi..) daha başarılı olabilirsin.
ama işin "viyolonseli tek başıma çalışıyorum" kısmına gelince...
işte burada bunu kesinlikle desteklemediğimi, kişinin gitar ve türevleri hariç, ciddi bir enstrumanı tek başına öğrenmesinin çok mantıklı bir girişim olmayacağını belirtmek isterim.
bütün mantık ve zeka dahilinde eğitim kurumlarında ve evet, devlet konservatuvarlarında enstruman eğitimi birebir yapılır. bunun sebebi, okulun çok lüks oluşu değil, enstruman eğitimin ilkelerinin ancak bu şekilde uygulanabilmesindendir.
enstruman, kişiye özel bir eğitim güder. misal, bir keman öğrencisi baş parmağını sıkıyordur, diğeri sağ el tekniğini oturtamamıştır. berisinin boynunda sorun vardır, ötekisi sağ omzunu kaldırır. hocanın bunu sağlıklı tespit edip (hoca kalitesi, yeterliliği ve hocalık yetisi de önemli elbette)zamanında, doğru oranda ve yeterli müdahale etmesi gereklidir. hatta çoğu enstruman hocaları (ben dahil) bu gibi "kas" sorunlarında temas yoluyla tespit ve düzeltme yapmak zorunda kalıyoruz. başka yolu da yok. (yani, internet üzerinde video eğitimin de pek faydası yok)
dolayısıyla tek başına çalışmak, ancak profesyonel müzisyenlerin, işin a'sını b'sini z'sine kadar yemiş yutmuş insanların, normal eğitim süreçleri bittikten sonra, kendilerini geliştirmek veya yeni eserler repertuarlarına katmak için başvurdukları çalışma yoludur. "öğrenci" statüsündeki arkadaşların, mutlaka profesyonel müzisyen bir hoca ile çalışması "elzemdir"
keman hususunda bu sakatlığa kadar giderken, viyolonselde de sakatlık ihtimali olsa da, keman kadar yüzdesi sık karşımıza çıkmayabilir. (çalış pozisyonları ile insan anatomisine aykırılığı göz önünde bulundurulduğunda)
entonasyon kısmına gelince...
tuner, ilk başta faydalı olacaktır evet. ama her perdesiz çalgı gibi viyolonseli de pesini tizini kendin duymalısın. zaten enstruman pes eğilimli bir enstruman, iyi çalabilen zaten çok azken, tek başına çalışarak iyi çalabilen olmak, bence pek imkansız görünüyor...
çalışma yöntemi olarak, her tonda, çeşitli değişik bağlar ile çalışmak faydalıdır. ama onun haricinde parmak egzersizleri ve bazı etüdler entonasyonun düzeltilmesinde yardımcı olacaktır.
parçaların çalışmanın yolu, elbette isteniyorsa baştan sonra bir kez deşifre ettikten sonra, ilk dizek ve ilk ölçüden itibaren tek tek, ölçü ölçü, pasaj pasaj olmayan yerleri çalışmak, parçadan bütüne gitmek (tüme varım) en çok kullandığımız, hatta tek kullandığımız yöntemdir. ama bunun içerisinde bir çok yöntem var ki yazsam sayfalar sürer.
kolay gelsin..
0